300x250r
300x250r
Ömer Faruk TOPLU

Ömer Faruk TOPLU

12 Mart 2025 Çarşamba

Yeni Chanel 25 Çantanın Yüzü Dua Lipa Oldu 

Yeni Chanel 25 Çantanın Yüzü Dua Lipa Oldu 
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Dua Lipa’nın Paris’teki Chanel 2025 İlkbahar/Yaz Haute Couture defilesinin ön sırasındaki görünümünün ardından Vogue, Lipa’nın Chanel’in yeni hobo çantası olan Chanel 25’in yüzü olarak çıkış kampanyasını özel olarak yayınlıyor. Kampanyada yıldız isim New York sokaklarında dans ederken, koşarken ve şarkı söylerken görünüyor; arka planda ise Fine Young Cannibals’ın 1988 tarihli hit şarkısı She Drives Me Crazy çalıyor.

Devrim niteliğindeki 2.55’in doğrudan torunu olan Chanel 25, zamana ayak uyduruyor. Çanta, yumuşak ve hafif kapitone deriden üretilmiş ve orta ve büyük boylarda sunuluyor, duruma göre tek başına da takılabilen kullanışlı bir el çantasıyla birlikte geliyor. 

Lipa’nın Chanel ile bağları 2018 yılına dayanıyor. O dönemde yükselen bir yıldızken Los Angeles’taki Grammy Müzesi’ndeki bir performansında giyeceği kıyafet için Paris’in büyük moda evlerinden birine başvurmuştu. Vogue o zamanlarda, başka birinin o beyaz kazak setini “kulüp kıyafetlerine kayabilir” diye yazmıştı, ancak tarzıyla tanınan Lipa, vücut zinciri ve Chanel kolyesiyle ona özgün bir dokunuş yapmıştı. Beş yıl sonra, 2023’te, Dua Lipa Karl Lagerfeld’e yapılan saygı duruşunda bulunan Met Gala’nın başkan yardımcısı olarak üç Chanel kıyafet giymişti. En son, Kasım ayında, Asya’da başlayan Radical Optimism turnesi için Chanel tarafından özel olarak tasarlanmış kıyafetler giydi. Bunlar arasında siyah ve beyaz pullu, pileli tül tulumlar ve tüvit örgülü detaylar, beyaz simli ve siyah deri olan bir smocked tül elbise vardı.

Bu hafta Chanel defilesinin ardından Lipa, VIP salonunda oturup renk sevgisinden, ilk Chanel alışverişinden ve hangi Chanel 25 çantasının tercihi olduğu gibi konularda konuştu. 

Bu konuşma açıklık için kısaltılmıştır.

Dua Lipa ile kampanya filminin kamera arkası

Vogue: Chanel 2025 İlkbahar/Yaz Haute Couture koleksiyonu, renkler ve fikirlerle dolu bir gökkuşağı sundu. Senin çıkarımın ne oldu?

Dua Lipa: Bayıldım ve modellerin gerçekten ne giydiklerini sevdiklerini hissettim. Her yerde renk patlamaları vardı, çok eğlenceliydi. Özellikle tereyağı sarısı gömlek elbiseyi çok sevdim. Sarıya hep çekilirim, genelde giymem ama bu durumda ‘aaa, o romantizm!’ dedim. O elbise kendimi içinde hayal edebileceğim bir şey, o kadar havalı ki, neredeyse rock-and-roll gibi. Günden geceye geçiş yapabilecek bir havası var. Ayrıca kırmızı elbise ve siyah kemer de çok hoştu. Belki çizmeler ekleyip biraz daha sertleştiririm, kendime göre yaparım. Tüvit görünümleri de çok güzeldi ama onlar biraz farklı hissettirdi.

Vogue: Sıklıkla eklektik bir stile sahip olduğun söyleniyor. Sen nasıl tanımlıyorsun stilini?

Dua Lipa: Sadece… Eğlenceli! Gerçekten çok eklektik bir stilim var: Günlük kıyafetlerim sadece benim kendi tarzımda o an ne hissettiğime bağlı. Çoğu zaman iyi bir jean pantolonu severim. Sonra, çanta veya ceket gibi ana parçaları düşünürüm.

Vogue: Kökenlerin, giyim tarzını nasıl etkiliyor?

Dua Lipa: Çocukken çok seyahat ettim. Londra’da yaşadım, sonra Kosova’ya taşındım, sonra tekrar Londra’ya döndüm. Bu açıdan, sürekli hareket halinde olmaya ve uyum sağlamaya çok alıştım. Her türlü rengi ve stili giyebilirim. Bu, çalışmamı, giyim tarzımı, yaptığım müziği şekillendiriyor. Tanımlayıcı tek bir şeyim yok ve insanların belki de benden beklemediği kişilerle işbirliği yapmayı seviyorum. Bu da eğlenceli olan şey. Hiçbir şey çok büyük veya cesur değil. Her şeyi denemeye hazırım. Ben kesinlikle bir üniforma insanı değilim.

Vogue: Chanel ailesinin bir parçası olmak nasıl bir şey?

Dua Lipa: Harika. 2014’te ilk kayıt sözleşmemi imzaladığımda restoranda çalışıyordum ve ilk büyük çekimi aldığımda Chanel mağazasına gitmiştim. Aldığım ilk şey Boy çantaydı, o zamanlar çok popülerdi. O kadar gururlanmıştım ki. Sonra deri bir sırt çantası aldım. Kendi paramla Chanel çanta almak çok güçlendirici bir şeydi. “Vay, bu çantayı kendi paramla aldım” demek gerçekten gurur vericiydi. Bu, benim için bağımsızlık anlamına geliyordu. Bu kampanya da benim için tam anlamıyla bir dönüm noktası oldu.

Vogue: O zaman, koleksiyonuna hangi Chanel 25 çantayı ekledin?

Dua Lipa: Ben kesinlikle “büyük çanta” tipiyim, çantamın içine hayatımı koyuyorum. Gece bile büyük çantalarla koşmayı seviyorum, çünkü her şeye hazırlıklıyım. Arkadaşlarım bir şey isteyebilir, ben de “merak etme, çantamda var” derim. 25’i çok seviyorum çünkü bence hem havalı hem zamansız ve içine hayatımı koyabilirim.

Vogue: Hangi boyut ve renk?

Dua Lipa: Siyah rengini çok seviyorum, çünkü her şeyle uyumlu ama şu an için favorim gümüş olanı. Bir tane aldım geçenlerde, içinde tüm eşyalarım zaten var. Gerçekten cesur bir çanta ve artık benim günlük çantam.

Vogue: Bu kampanyanın çekimi hakkında neler söylemek istersin?

Dua Lipa: O videoyu çekmek çok eğlenceliydi. New York’ta koşmayı çok sevdim. [Yönetmen] Gordon von Steiner ile çalışmayı çok sevdim. Gerçekten özgürlük vardı; temelde sadece eğlenmemizi söylediler. O yüzden etrafta dans ettik ve setteki enerji çok güzeldi. Sahneye çıktığımda olduğu gibi kalabalıktan enerji alırım. Burada da ekip ile eğlenceliydi ve özgürlük vardı. Şimdi videoyu izlediğimde o enerjinin gerçekten parladığını düşünüyorum.

Vogue: Fine Young Cannibals’a gelecek olursak, o şarkı sen doğmadan yıllar önce hit olmuştu. Bu şarkıyı kampanyada söylemeden önce biliyor muydun?

Dua Lipa: Evet, bir şekilde biliyordum ama şimdi tüm sözleri ezbere biliyorum. Çok seviyorum. Enerjiye katkı sağladığını düşünüyorum, bu şarkıda gençlik ve enerji dolu bir şey var. Dinlerken sadece özgürleşmek istiyorsunuz.

Vogue: Bu da bizi senin albümün Radical Optimism’e getiriyor. Bunu günlük hayata nasıl uyguluyorsun?

Dua Lipa: Bence bu sadece darbeleri kabullenmekle ilgili. Ne olursa olsun, hayatta inişler ve çıkışlar olacak. Bence pozitif bir zihniyetle kalıp kötü olan şeylerden bile zevk alırsanız onlardan bir şeyler öğrenirsiniz. En çok konfor alanınızın dışındaki şeyler sayesinde gelişiyorsunuz. Yani, radikal bir şekilde iyimser bir tarafım var; “tamam, her şey yolunda olacak” diyorum. Ve ne olursa olsun, bu bir ders. Bunu her şeye uygulamak benim için oyun değiştirici bir şey oldu.

Vogue: Tüm bu başarılarına rağmen hala sadece eğlence için alışveriş yapacak zamanın var mı?

Dua Lipa: Duruma bağlı. Tokyo, Paris veya New York gibi bazı şehirlerde alışveriş yapmayı çok seviyorum. Bazı yerlerde doğal olarak mağazalara çekiliyorum, bazen de diyorum ki, tamam, nerelere gidebilirim? Bir restorana, bir müzeye, güzel bir gece eğlencesine mi? Yani, farklı şehirlerde farklı şeyler var ve bu kadarını yapabildiğim için kendimi çok şanslı hissediyorum.

Vogue: O zaman hafif mi seyahat ediyorsun?

Dua Lipa: Her şey o bir çantada!